Mardin Escort taş sokaklarında yankılanan ayak sesleri, Cemre’nin sabah yürüyüşlerinin bir parçasıydı. Daracık geçitlerden geçerken, şehrin mistik havası ona her zaman ilham verirdi. Mezopotamya’nın bu kadim topraklarında doğup büyüyen Cemre, çocukluğundan beri hikâyeler anlatmayı severdi. Ancak onun hikâyeleri kağıtlara dökülmeden önce, zihninde bir tiyatro sahnesinde canlanırdı.
BİR TİYATRO YAZARININ DOĞUŞU
Cemre, üniversite yıllarında tiyatroya olan ilgisini keşfetmişti. İstanbul’da kısa bir süre tiyatro eğitimi aldıktan sonra Mardin’e dönmeye karar verdi. Çünkü ona göre, bir yazar en çok doğduğu topraklarda beslenirdi. Mardin’in tarihi sokakları, medeniyetlerin iç içe geçtiği dokusu ve farklı kültürlerin bir arada yaşaması, onun hikâyelerine hayat veriyordu.
Yerel hikâyeleri modern tiyatro diliyle birleştirmeyi hedefleyen Cemre, ilk oyununu “Kayıp Zamanın Yankıları” adıyla yazdı. Oyun, Mardin’de bir taş konağın içinde yaşayan üç kuşağın hikâyesini anlatıyordu. Gelenek ve modernizmin çatışmasını işleyen bu eser, kısa sürede büyük ilgi gördü.
ENGELLER VE MÜCADELE
Ancak Cemre için işler her zaman kolay olmadı. Mardin’de tiyatroya olan ilgi sınırlıydı ve bir kadın yazar olarak kendini kabul ettirmesi zordu. Fakat o, pes etmeyen bir ruha sahipti. Küçük bir ekiple yerel halkın desteğini alarak atıl bir hanı tiyatro sahnesine dönüştürdü. Burada hem kendi yazdığı oyunları sahneliyor hem de gençlere drama dersleri veriyordu.
Sosyal medyayı da aktif bir şekilde kullanarak oyunlarının daha geniş kitlelere ulaşmasını sağladı. Kendi blogunda tiyatro ve edebiyat üzerine yazılar yazıyor, Mardin’de sanatın gelişmesi için projeler üretiyordu. Kısa sürede Cemre’nin adı sadece Mardin’de değil, Türkiye’nin farklı şehirlerinde de duyulmaya başlandı.
BAŞARIYA GİDEN YOL
Bir gün, İstanbul’dan ünlü bir tiyatro yönetmeni Cemre’nin oyunlarını keşfetti ve onunla çalışmak istediğini belirtti. Cemre için bu teklif büyük bir fırsattı. Ancak o, doğup büyüdüğü topraklardan kopmadan tiyatrosunu daha da ileri taşımak istiyordu. Bu yüzden İstanbul’a gitmek yerine, oyunlarının orada sahnelenmesi için iş birliği yapmayı tercih etti.
Mardin’in dar sokaklarında yazdığı hikâyeler artık büyük şehirlerin sahnelerinde yankılanıyordu. O, Mezopotamya’nın ruhunu, taş duvarların arasında fısıldayan rüzgârı ve binlerce yıllık kültürün izlerini tiyatro sahnesine taşımayı başarmıştı.
Ve bir gün, Cemre’nin en büyük hayali gerçek oldu: Yazdığı oyunlardan biri uluslararası bir festivale kabul edildi. Şimdi, Mardin’den çıkan bir hikâye dünya sahnesine açılıyordu…
Cemre, tiyatronun sadece bir sahne sanatı olmadığını, aynı zamanda insanları birleştiren, geçmişle geleceği buluşturan bir köprü olduğunu herkese göstermişti.
SONSÖZ
Cemre, Mardin’in eski taş duvarları arasında büyüyen bir tiyatro yazarı olarak, her yeni hikâyesinde insanları düşünmeye, hissetmeye ve en önemlisi, hayal kurmaya davet ediyordu. Çünkü onun en büyük inancı şuydu: “Bir şehir, hikâyeleriyle yaşar.”
Bu hikâye, hem SEO uyumlu hem de özgün bir içerik olarak tasarlandı. “Mardin tiyatro yazarı”, “Mardin’de sanat”, “Mardin’de tiyatro” gibi anahtar kelimeler kullanılarak hikâyenin dijital aramalarda öne çıkması hedeflendi.YENİ BİR SAHNE, YENİ BİR HİKÂYE
Mardin Escort Bayan Cemre’nin yazdığı oyun uluslararası bir festivale kabul edildiğinde, Mardin’de küçük bir kutlama yapıldı. Onun için bu sadece bir başarı değil, aynı zamanda hayallerinin sınırlarını aşabileceğinin kanıtıydı. Ancak, Cemre için bu bir son değil, yeni bir başlangıçtı.
Oyun Londra’da sahnelenecekti. İlk başta şehre gidip gitmemek konusunda tereddüt etti. Mardin’den kopmak istemiyordu. Ancak bir sanatçının hikâyeleri gibi kendisinin de yolculuk yapması gerektiğini düşündü. Londra’ya doğru yola çıkarken, bavulunda sadece kıyafetler değil, Mardin’in ruhunu taşıyan hikâyeleri de vardı.
LONDRA’DA MARDİN RUHU
Londra’da festival alanına girdiğinde gözleri sahneyi aradı. Mardin’in dar sokaklarını, taş evlerini, Arapça, Kürtçe, Süryanice ve Türkçenin iç içe geçtiği sohbetleri sahneye nasıl taşıdıklarını görmek için sabırsızlanıyordu.
İlk gösterim muhteşem geçti. Oyun, izleyicilerin büyük ilgisini çekti. Mardin’in geçmişini ve bugününü anlatan bu eser, batılı bir seyirci için egzotik ve mistik bir dünya sunduğu kadar, evrensel duygularla da bağ kuruyordu.
Gösterimden sonra birçok tiyatro eleştirmeni Cemre ile röportaj yapmak istedi. Ona Mardin’de tiyatro yapmanın zorluklarını, kadın bir yazar olarak nasıl bir yol izlediğini sordular. Cemre her soruya içtenlikle yanıt verdi:
“Tiyatro evrenseldir, ama her hikâye ait olduğu toprakların izini taşır. Benim hikâyelerim Mardin’de doğdu, ama dünyaya açılmaları gerekiyordu. Çünkü insan her yerde insandır.”
GERİ DÖNÜŞ VE BÜYÜK HEDEF
Londra’daki başarının ardından Cemre, Mardin’e döndü. Ama artık sadece bir yerel tiyatro yazarı değil, uluslararası alanda tanınan bir sanatçıydı. Onun bu başarısı, genç yazarlar ve sanatçılar için de bir ilham kaynağı oldu.
Döner dönmez aklında yeni bir hedef belirdi: Mardin’de bir tiyatro festivali düzenlemek. Mezopotamya’nın sanatla yeniden canlanmasını istiyordu. Tiyatro sadece büyük şehirlerin değil, her yerin sanatıdır diye düşünüyordu.
Bu amaçla, yerel yönetim ve sanat çevreleriyle görüşmeler yaptı. İlk başta herkes bu fikre temkinli yaklaştı. Ama Cemre kararlıydı. Küçük de olsa bir başlangıç yapmalıydı.
Ve bir yıl sonra, “Mezopotamya Tiyatro Günleri” adını verdiği festival gerçekleşti. Türkiye’nin dört bir yanından ve yurtdışından sanatçılar, Mardin’in taş sokaklarında sahnelerini kurdu. Geleneksel hikâyeler modern tiyatro diliyle anlatıldı, genç yazarlar atölyelere katıldı ve Cemre’nin hayali gerçek oldu.
BİR HİKÂYENİN SONU DEĞİL, BAŞLANGICI
Mardin Escort Kadın Cemre, festivalin son gecesinde bir tiyatro sahnesinde durup seyircileri izlerken, kendini çocukken Mardin’in sokaklarında hikâyeler kurarken hatırladı.
Biliyordu ki, bir yazarın işi asla bitmez. Yeni hikâyeler, yeni oyunlar, yeni hayaller onu bekliyordu. Ama en önemlisi, sanatın bir umut olduğunu herkese gösterebilmişti.
Ve perde kapandı. Ama Cemre için sahne hep açık kalacaktı…